NICE MUTLU YILLAR DILERIM ABLACIGIM!
Eveeetttt 25 Nisan canim ablacigimin dogum gunu. Guzel ablacigima, Rabbim'den sevdikleriyle beraber gecirecegi nice mutlu, huzurlu ve saglikli uzun yillar dilerim. Iki cihanda da mutlu ol ins bitanem. Gecen yil dogumgunu pastana iki gun gecikmeyle yetisebilmistim. Hala tadi damagimdadir. Bu sene de bi dilim ayir diyecegim ama gelene kadar bayatlar. Napalim, kismet..
Eveet, gelelim blogumun hal-i pur melaline. Herkes sitem etmekte hakli tabii. Neredeyse 1 ay gecmis son yazimin ardindan. Ama bastan soylemistim bu gazeteci tembel gazeteci diye. Sevgili arkadaslarim sagolsunlar, kimisi siteyi basmayi dusunuyor, kimisi tembellik kardesi olduk diye seviniyor (di mi Baharcim??Ben de senin sayfana gelince hala eski postu gorunce mutlu oluyordum canim, bil mukabele yani; amma velakin benden hizli cikip yenilemissin)...
29 Mart'taki postta, buralara bahar geldi demistim. Cok gecmeden kis geri geldi o baharin ustune.(Zehra'nin da dedigi gibi :) Balkonumuzun kenarindaki kucuk agacin yesermis yapraklari kurudu, kavruldu. Sonra tam yeniden bahar geldi derken, yine soguklar bastirdi. Geceleri bardaktan bosanircasina yagan yagmurlar, serin hava...Son zamanlarda 'evdeki gazeteci'ye bi haller oldu. Bilhassa Chicago yillarinda ve bebek oncesi zamanlarinda 'bilgisayarim benim canim, arkadasim, dostum filan diyerek, internetle yatip, internetle kalkan gazeteci gitti, yerine bebek sallayip yatan, sabahlari can hiras feryatlarla 'annneee' diye uyanan (sanki ne varsa o kadar bagiracak) bi sevimli yaratikla kalkan bi gazeteci geldi. Yani yaklasik iki yildir bu boyle de, son zamanlarda bilgisayar ve internetten iyice uzaklasir oldu evdeki gazeteci. Yani bunun sebebi emektar masaustu bilgisayarin gocmesi, sonra tamiri, sonra yeniden minik sevimli! yaratigin eziyetlerine dayanamayarak 'artik ben yokum'demesi, 'sen yoksan ben de su kalu beladan kalma antika laptopla yetinmesini bilirim diyen 'evdeki gazetecinin' yine evdeki minik yaratigin yeni icraatlari sonucunda avucunu yalamasi olabilir ki soyle; antika laptopun antika tuslari minicik, ufacik, kucucuk parmaklar tarafindan hergun biraz daha fazla sokulup, neredeyse tek disi kalmis canavar haline getirildiginden, artik bilgisayarda yazi yazmak eziyet haline gelmis bulunmakta... ve bunlarin da otesinde gazetecinin bilgisayar basinda artik cani sikilmakta.
Bak yine yoruldum, belim,bacaklarim agrimaya basladi masa basinda. Bizim sevimli yaratik (geceleri aglaya bagira uyandiginda o kadar da sevimli gelmiyo ama neyse) beni cagiriyo. Bu cocuklar gecenin bi vakti ne diye kalkarlar ki???