Sunday, February 17, 2008

Havadan sudan...

Oyun davetlerine gecikmis cevaplar-3




Yapmak isteyip yapamadiklarim ve yapmaktan keyif aldiklarim

Beceriksiz Gelincigim, bak bu davete vaktinde geldim, gordun mu?

Bilgisayar ekranimda ozel bir fotograf yok coktandir. (Yukaridaki iyi olurdu) Windows'un yemyesil bir cayiri ve masmavi bir gokyuzunu gosterdigi fotograf var. Her ne kadar otlayan inekler olmasa da resimde, oglum "inekler ot yiyoolaar" diyor. Otun oldugu yerde, inek de olur, olmalidir diye dusunuyo olsa gerek.

Yapmak isteyip de yapamadiklarimiz her insan gibi coktur hayatta. Kim erisebilmis butun isteklerine, hedeflerine? Eskiden beri bir gun gelip yazar olacagimi dusunurdum nedense... Olamadim tabii. Ciddi bir gayretim de olmadi. Televizyonda calistigim siralarda isimi cok sevmistim. Saatlerce gayret edip ugrasip, sonra da emeklerinin sonucunu TV ekraninda gormek cok zevkliydi. Simdi de TV ile ilgili bir seyler var ama isin mutfaginda olmak gibi, neredeyse isin butun asamalarini gormek gibi degil bu maalesef. Yapamadiklarimiz icin gayret sarfetmek lazim tabii ama olmazsa da cok uzulmemek... Ne de olsa hayrin nerede oldugunu biz bilemeyiz.


Hayatta keyif aldigim seylere gelince.... Kucuk seyler... insani seyler... bircok insan gibi sevdiklerimle birarada olmak mesela cok keyif veriyor bana. Annem babam, esim, oglum, canim ablam, yegenim, kuzenlerim, Turkiye'ye gittigimde bu saydiklarimin ve dayilarimin, yengelerimin, teyzemin bize gelmeleri, hep beraber gecirdigimiz vakitler... Kucuk seyler ama iste kolay elde edemedigimiz seyler...


Sonra bahar yeni yeni gelirken havadaki o harika koku ... Istanbul'da sokagin kokusunu icime cekerek yurumek... Dua ettikten sonra duydugum huzur.... Oglumun anneciiimm, babaciiimm diye seslenisini duymak, komik komik konusmalarini dinlemek, bir de kikir kikir gulusunu isitmek... Arkadaslarimla biraraya gelmek, muhabbetlerimiz... Aklima takilan herseyi internette aramak :)... Birseyler urettigimi, bir ise yaradigimi gormek... Evi temizledikten sonra tekrar tekrar ortaligi seyretmek :P... Arabada yalnizken muzigin sesini sonuna kadar acmak... (Artik oglus da genelde benimle oldugundan pek yapamiyorum)... okumak... zirt pirt fotograf cekmek... Cektigim fotograflara, albumlere bakmak... Deniz kenarinda yurumek (Turkiye'de)... Eski Istanbul'u ve Osmanli'yi ama bilhassa Istanbul'daki Osmanliyi anlatan birseyler okumak, izlemek... vs vs ... Gece vakti aklima gelenler boyle iste..

Evveett, bu kadar. Ben kactim... Yoruldum yaw.. Zormus bu oyunlara toptan cevap verme isi.

Ne olurdum?

Oyun davetlerine gecikmis cevaplar-2

Bir renk olsaydim, hangisi olurdum? Ya da hangi muzik aleti? Hangi kiyafet??? Gece gece hafif birseylerle ugrasmak hosuma gitti. Oturdum, daha oncesinde cevap yazamadigim oyunlara katilayim dedim. Sevgili arkadasim, Tatli Hatiralar'in sahibesi birkac ay once davet etmisti beni bu oyuna.

Himm, o kadar da kolay degil galiba kendini birseylere benzetmek :P

Mesela yemek olsaydim ne olurdum diye dusununce Cikolatali pasta geldi aklima. Rengimin cikolatayla bir alakasi yok ama cok severim. Ozellikle onceki sene ablamin dogum gununden bir gun sonra Turkiye'ye gittigimde, benim icin sakladiklari cikolatali pastanin tadi hala damagimda. Her yerde boyle guzel yapilmiyor. Ablacim, kulaklarin cinlasin, gelince yine istiyorum ;) Seyran'dan miydi? ( Bu arada bu sene oglusumun dogum gunu icin ablamin evde yaptigi pastalar da harikaydi, onun da hakkini yememek lazim. Herkesin zevkine hitap edelim diye bir cikolatali, bir meyveli yapip ya da alip, ikisine de daliveriyoruz. BU sene ki de, ilki de cok guzeldi yaa. Aileyle hersey guzel zaten)

Insanin yeri bol olunca boyle lafi uzatip duruyor iste. Neyse donelim oyuna.



Araba olsaydim Lexus RX olurdum :P tabii karakterimle pek bir baglanti kuramayacagim, araba arabadir yani.




Muzik aleti olsaydim kanun olurdum diyeyim mi? Sesi cok guzel. Goksel Baktagir'in Dogu Ruzgari albumuyle bu muzik aletini cok daha sevdim. Diger albumleri de guzeldir. Enstrumental muzik sevenlere duyurulur. Nisanli oldugum yil otobusle ise gidip gelirken, hep walkmen imden o albumu dinlerdim...


Kiyafet dersek, uzerinde Osmanli motiflerini barindiran bir uzun elbise derim. Belki kadife agirlikli, bordo renkli :) ;)

Aylardan daa Mayis olurdum. Hem Nisan'in hala biraz kisi hatirlatan sogugu gitmis, hem de yazin kavurucu sicaklari gelmemis bir bahar ayi.


Saturday, February 16, 2008

187. Sayfa

Oyun davetlerine gecikmis cevaplar-1


Sevgili Beceriksiz Gelinim, sagolasin beni guzel guzel oyunlara davet ediyorsun, davet alinca cok seviniyorum ama bir turlu icabet edemedim. Hadi bakalim bugun baslayalim.


Taa Kasim ayinda ilk daveti almistim senden. O sira okudugumuz kitabin 187. sayfasindakileri aktaracaktik amma o ara okudugum kitabin 187. sayfasi yoktu. Daha kisaydi. Acaba 87. sayfasini filan mi yazsam :P derken kaynadi gitti. Bu siralar elime aldigim kitap daha once okumus oldugum ama simdilerde yeniden bi gozattigim Cengiz Candar'in " Ciktik Acik Alinla" kitabi. Ama tekrar okumak cok sarmadi, tamamini okuyacagimi zannetmiyorum. Az once aradim ama evde yok, arabada kalmis galiba. O sebeple bu kitaptan once yine tekrar okudugum bir kitaptan alinti yapacagim. Hasan Cemal'in "Kimse Kizmasin, Kendimi Yazdim". Bu siralar eskiden okudugum kitaplari yeniden okumaya basladigimi farkettim. Galiba kitaplikta durup hala okunmamis baska kitaplara el atmaliyim.



Evet Kimse Kizmasin, Kendimi Yazdim kitabini yazar soyle anlatiyor kendi ifadeleriyle. Once onu yazayim, sonra gelelim 187. sayfaya.




" Yirminci Yuzyil'in butun inis cikislarini ben de kendi tarihimde yasadim. Bu uzun yuzyilin bir yani nasil ki insanlik icin buyuk acilarla dopdolu gectiyse, ben de bir yerde o acilardan payimi aldim. Yirminci Yuzyil nasil kidemokrasiyle totalitarizm arasinda, yani ozgurlukle fasizm, nazizm, komunizm arasinda buyuk mucadelelerle gectiyse, ben de bu mucadeleleri yasadim. Hem kendi benligimde, ic dunyamda, hem de bu guzel topraklarda...

Yirminci Yuzyil'da nasil ki dunya kocaman bir duvar tarafindan acimasizca ikiye bolunduyse, bizler de bolunduk dusman kamplara. Aramizda yuksek duvarlar, kafalarimizda setler olustu. Sonra o duvar yikildi, 1989'da. Demokrasi kazandi! Ama ben o duvari, o setleri kendi kafamin icinde 1970'lerde yikmaya baslamistim.

Iste bu kitap bunlarin oykusu... Kendi siyasal tarihimi, kendi siyasal kisiligimin olusumunu artilariyla eksileriyle yazdim" diyerek kitabini tanitiyor yazar.

Evet, 187. sayfanin ilk iki paragrafini sadece aliyorum. Bas tarafi 186'da.

" Herseyi bilen kraldan daha kotusu yoktur derler. Hele bir de boyleleri, bildiklerini baskalarina tek dogruymus gibi kabul ettirmeye kalkisirlarsa, kendileri gibi dusunmeyenleri adeta dusman gibi bellerlerse, bundan daha buyuk bir talihsilzik olamaz, ozgur dusunce ve demokrasi adina...

Eger demokrasiyi gercekten bir hayat tarzi olarak yerlestirmek istiyorsak, "dusmanlik kulturu" diye tanimlanabilecek bu anlayisi etkisiz kilmamiz gerekir. Sozcuklerin ozgurce ucusmasindan rahatsiz olanlara karsi... "

Guzel bir yer denk geldi, fazla soze ne hacet. Birbirimizi oldugumuz gibi kabul edip sevmeye basladigimizda, herkesin gorusune, inancina, tercihlerine saygi duydugumuzda, daha guzel gunler gelecek inancindayim.












Dunyanin dort bir yanindan kapimizi tiklatanlar
 
Locations of visitors to this page